Ocak 23, 2009

şimdi haberler.....

2 yorum....
-evet sayın seyirciler bir son dakika gelişmesini aktarıyoruz...
tarihler xx.xx.1990'ı gösterdiği gün X. sokağınının köşesindeki bakkal osman amcanın dükkanından tam 3 tane evet yanlış duymadınız tam 3 tane sakız çalınmış...Henüz kesin bi açıklama yapılmamakla birlikte bu fali mechul olayın failinin son günlerde adını sıkça duyduğumuz ergenekonun kilit ismi bay x. olduğu sanılmakta...soruşturma tam hızıyla sürmekte...gelişmeleri an ve an aktarmaya devam edicez,lütfen bizden ayrılmayın...

bi gün bunuda duyucaz mı acep?????

öfff içim dışım ergenekon oldu yaaa...

ama halen bi beklenti içerisindeyim:)
küçükken babannemlerin bahçesinden erik çalanların faili hala bulunamadı mesela onunda suçlusu tolon paşa olabilir mi ki????

yaaa özellikle çok başımı şişirdikleri günlerde annem ve kankası olan çoookkk!!!! sevgili komşumuza birer paşa bulup evlendirme niyetim vardı...bu ergenekon yüzünden elde kalan 2-3 paşada gitti elden:)


tabi güzel yanları da var:) kanadoğlu dedem burhaniyede görev yaparken onun stajeriymiş..dedemi arayıp dedeeeee senide götürmeye geliyolarmış hazırlan demek acaip eğlenceli:)

bide dudkuylada planladığımız ilk 500'e girme telaşı var:) Ondan sonrası olmaz...artık geriye işe yaramazlar kalıcak bizim ilk 500'e girmemiz şart:)

görüldüğü üzre bu konuyada parmak basmasam olmazdı :)

ergenekon benden teğet geçti dedirtmeeemmm:))

ahahahhaa siyasi taşlamamı o ne ki ya:)

ergenekondan bıkıp kanal değiştirdiğimde de nedense her bi yerde hadiseyi görüyorum...

ya eurovisiona daha 5 ay var...o zamana kadar böle her bi kanalı gezicek mi????

hayır kendisine karşı bi gıcığım yok ama öle böbeğini düm tek tek yapmasına sinir oluyorum...

olan var olmayan var yahuuuu:)

bide köydeki emmileri kızım senin pantolon alcak paran yoktu da o yüzden mi yırtık pantolonla çıkıyosun diye soruyo...

ah be emmiii o hatun zamanında sahneye donla çıkmış insan ki ben mayısta da ona benzer bi performans bekliyorum....trt kıyafet konusunda karışmayız demiş çünkü..

bu arada vatan şaşmaz için gay dediler değildir di mi???

neyse öle şimdilik..öpüyorum kocaman....

Ocak 21, 2009

yazamayan yazardan yazılar:)

5 yorum....
Canım yazı yazmak istiyo ama yazamıyorum..
resmen writer's block yaşıyorum şu anda..
benim gibi önemli bi yazarın bu hale gelmesi üzücü tabi ama herkesin başına gelebilir böyle şeyler:)
bi tolstoy bi ernest hemingway de yaşamışlardır muhakkak ki bunu:)
şimdi de benim başıma geldi napalım..
ee ne demişler büyük başın derdi büyü olurmuş...
bu cümleyi büyük bi yazar oldum okur benden yazı bekler tarzında değil aksine hakkaten büyük baş olduğum için yazıyorum...
ya ben amma şişmişim bee...
sporla rejimle olcak iş değil valla benim direkt kendimden bi kendim çıkarttırmam lazım ameliyatla:)
kendimi kendimden çıkarsam 0 kalmaz hakkaten:)
zaten iri yapılı bi kişilik olup bununla kalmayıp dahada irileşince ortaya çıkan görüntü fena...
eskiden beri zaten en büyük problemimdi şimdi iyiden iyiye canımı sıkmaya başladı...

artık evde 1 dk bile duramıyorum:)
sürekli bi hareket halindeyim,hiperaktif bi kişilik oldum..
abimin geçen sene kardeşim bak sana hediye aldım diye sırıtarak verdiği kondüsayon bisikletini o günden beri hiç gözüm tutmadıydı..
sanki kendisi dipçik gibi bi karakter,sırf beni gıcık etmek için gitmiş bisiklet almış...
böle uyuz bi abim var işte benim:)
o günden beri evin en ücra köşelerine,gözümüze en görünmicek noktalara attık zavallıcığı..
ama gün geldi devran döndü ve baş köşede hak ettiği değeri aldı bizim gariban bisiklet..
bisiklet senin adın artık düldül..
spor salonundaki hareketli günler devam etmekte...
evde kimse olmadığında da asena edasıylada hoplayıp zıplayıp göbek atıyorum:)
eeee bundan iyisi şamda kayısı...

ama içimi en çok acıtan asansör kullanmamak:)
yaaaa ama ben kullanmazsam,sen kullanmazsan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa yaa:)
zaten direkt aşağılanan asansör oluyo:)
herkes ilk ona cephe alıyo...
bide diyet girişimlerinde 3 beyaza karşı olunuyo..
un,şeker,tuz...
yazık yaa...
onlarda can...
onlarında bu dünyada bi misyonu var...
salata zeytinyağsız,
çay şekersiz,
kahvaltı böreksiz çöreksiz olur mu hiçç...
kepekli ekmekmiş...
ekmek kepekle olur mu??
ekmek dediğin bildiğin unla yapılır bembeyaz olur,fırından mis gibi kokularla çıkar o çıtır çıtır kenarını koparırsın sürersin üstüne çikolatanı oy oy oy oyy....

1 kilo sebzeye 1 kaşık yağ koymayı tavsiye eden zihniyet hiç pırasa yememiş mi acep ömründe??
pırasa dediğin sebze yağsız sadece sopa gibi soğanımsı uzun yeşil tatsız tuzsuz bi sebzedir..onu pırasa yapan içine koyduğun yağdır...

ayrıca o kola içmeyin diyenlere sesleniyorum...başka hangi içecek boğazına ilk gitti anda boğazını öle tatlı tatlı yakar ki????İnsanın o an zürafa olası gelmez mi yahu??

peki o pastalara,baklavalara,kurabiyelere ne demeli???? insanı mutlu eden bi şey nasıl öyle kalorili olabilir ki???iftira ediyolar gariplere... insanoğluna dünya üzerinde hiç bişeyden zevk almasın diye yapılan bi eziyetten başka bi şey değil bütün bunlar???

ve işte benim gibi düşünen birileri daha:)








Özgür dürüm manifestosu::


bu yazıdan da anlıyacağınız üzre diyetteyim:)
gerginim:)
asabiyim:)
kompleksliyim:)
ama hepinizi çookk seviyorum:)

ve kocaman öpüyorum.....

Ocak 14, 2009

p.s.

6 yorum....
Eğer yakın bi arkadaşın sana bişeyi kesinlikle yapmamanı sölüyosa inadına inadına yapmamalıymışsın...Yoksa sabahın bu saatinde böle postlar yazarmışsın...

Saatlerimiz 5:00'ı göstermekte,evdekilerde dahil bi sürü kişi derin bi uykuda oysaki ben mütemadiyen 3,5 saattir ağlıyorum...

Issız adamı izleyen herkes ben ıssızım diye gezdi ortalarda...Herkes filmde kendinden bi kesit buldu hüngür hüngür ağladı da ben bişey bulup ağlayamadım ya...İşte bu gece ıssız adamında,geçen 58 gününde,kendime çektirdikleriminde herşeyin intikamı alındı...

P.s. i love you....(not:seni seviyorum)


Aslında söylenecek öyle çok şey var ki....Kurgu ve oyunculuk çokta muhtelem değil...Ama bana bu gece yaşattığı duygu tarif edilemez...

İlk defa kendimi oyuncunun yerine koymam gerekmedi...Onun aksine o bazen ben oldu...bazen kendi...mümkün olmadığı halde bi umutla ve inatla telefonda o tuşları çeviripi telesekreter mesajını duyduğu sahnedeyse ikimizde birdik işte....

Yaptığı hatalara kızdım,aldığı derslerle mutlu oldum....Kendi adıma dersler çıkardım...

Ve bi kez daha sırf yanlız kalmamak için hataya düşmenin ne kadar yanlış olduğunu hissettim....

Ve anılın yanı sıra bi kez daha babamı özledim....

Böyle bi dönemde uyarıları dikkate alıp izlenmemeliydi belki ama belkide tam zamanıydı...

Göz pınarlarım kurudu,uyumalıyım birazcık...

Ocak 13, 2009

Homini Pufidi Tumba

4 yorum....
veeeeee bir bunalım sezonumu daha hayırlısıyla açmış bulunmaktayım:)
uzun zamandır sinyallerini veren bu ruh hali dünkü İkea gezisiyle doruk noktasına ulaşmış bulunmakta...

aslında bunalım kelimesinin en yakışmadığı insan olduğum düşünülebilir...
Çünkü tam homini de gırtlak,pufidi kandil,tumba yatak modundayım...Taşıdığım bi sorumluluk yok..İşim yok,okulum yok,çoluğum çocuğum yok,şükür ki maddi bi sıkıntım yok....
Ama kendime ait diyebileceğim bi hayatımda yok:(

Yaaaaaa kendime ait bi hayatımın olmamasını da geçtim kendime ait bi odam bile yok benim:(:(:(
24 yaşına geldim eşşek kadar oldum ama hala annemle uyuyorum....
Evi alırken abim ünv.deydi..Hesaplarımıza göre abim okuldan sonra askere gidecek dönüşte de büyük ihtimalle istanbulda kalıcak hanımhanımcık bi kız bulup evlenicekti:)

Tabi evdeki hesap çarşıya uymayınca ve arada kötü süprizlerde yaşanınca herşey farklı oldu..

Abim okuldan sonra askere gidip geldi ondan sonra postu bi serdi ki seriş o seriş...
Ben o sırada okulda olduğumdan dolayı odama kuruldu..
Döndüğümdeyse bana oda olabilecek potansiyele sahip bi yer olmadığından annemle aynı odayı paylaşmak durumunda kaldım..Zorla kendime bi gardolap almayı başarıp kendi eşyalarımı ona tıkıştırdım ama malesefki sığamıyorum..Bide dağınık bi oda sakini olduğumdan bi türlü annemle ittifak sağlayamıyoruz:)

Zaten benim şu oda konusunda bi türlü yüzüm gülmedi ki...
Küçükken oturduğumuz evde abimle odamız soğuk oluyo diye bana mutfağın yanındaki kileri oda yapmışlardı:)
Kül kedisi gibi periyi bekliyodum her gece,tabi 40 numara olan deve tabanı ayaklarıma göre ayakkabısı olan bi peri henüz masal literatürüne geçmediğinden o hayalimde suya düştü:)Tabi bide obur kişilik olan ben o oda sayesinde XL'a kadar çıkma başarısını gösterdim:)
Sonra bu eve taşındık tam rahata alışırken ünv.ye gittim ki Kütahyadaki ilk odam yine karanlık küçük odaydı..Gerçi bilinçli bi şekilde gitmiştim ve mutluydum orda da ama bi süre sonra orda yatmak yerine oturma odasındaki tahta minderin üstünde uyuduğumu farkedince ki bu da ayrı ve acıklı bi hikaye:) darbe yapıp oturma odasını sahiplendim:) Tabi buranın oturma odası olma özelliği baki kaldı..ve bi şekilde yine bişeylere çekidüzen vermek zorunda kalıyodum..Sonraki 2 sene daha rahattı ama bu seferde farklı rahatsızlıklarım vardı...falan filan diye uzayıppp gider bu oda mevzusu...Sonuçta 1 seneyi aşkın zamandır yine annemleyim işte:)

Bunun İkea'yla ne bağlantısı olduğuna dönersek:) Bi sürü şey beğenmiş olsamda bunları alıp yerşeltirebileceğim 1 metrekarelik bi alana bile sahip değilim ki:(
Her ne kadar bizim evimiz olsada bu evin asıl koordinatörü annem,bu evde onun kuralları geçer..
Kararlar ortak alınmış bile aslında onun isteği doğrultusunda ilerler..
Ama tabi artık yaş kemale erince istekler değişiyo...Kendi odam,kendi masam,kendi koltuğum,kendi televizyonum;daha doğrusu kendi evim olsun istiyorum artık..Başımı soktuğumda huzur içinde olmak istiyorum...Düzenime ve en önemlisi düzensizliğime kimse karışmasın istiyorum..
Çok şey istiyorum biliyorum ama en azından böle çok sıkıldığımda kaçabileceğim bi sığınağım olsun istiyorum..Bu öle çok şey sayılmaz di mii:))

Tabi sadece evle bitmiyo hayatımın her alanına müdehale söz konusu:(
Bu gün spor'a başladım mesela..
Annem kendi gittiği spor salonuna benide kayıt ettirmiş...Tamam çok iyi bişey yapmış olabilir,ki zaten aklımda olan bi şeydi ama bana sormadan yapmış olmasına bozuldum birazcık..
Geçen gün eve geldi ve Müge'cim pazartesi 11:00'de spora başlıyosun dedi...Hönk diye kaldım tabi ama elden gelen bişey yok,mecburen başladık:)

Kadının korkusundan aldığım herşeyi bi yere tıkar oldum...Hala ıssız adamı izledikten sonra aldığım tshirtü göstemedim mesela:) Geçen gün Zara'dan gözlük aldım..Çok gereksizdi belki ama çok ucuzlamıştı benimde siyah çerçeveli gözlüğüm yoktu dayanamadım aldım:) ama onuda dolabımın en ücra köşesine sakladım..Garibim zaten 1 tane küçücük dolabım var neresine ne soktum unutuyorum bazen ama bi gün patlıcak onu biliyorum...Annemse hala o koskoca gömme gardolaba sığamayıp giymediklerini benim dolabıma tıkıştırma peşinde...Dolabın en alt rafınıda koskoca bi hurç ve içindeki seccadeler kaplıyo...

Sanırım benim asıl ideolojik sorunum annemle yaşamak:)
Zormuş azizim...Özgürlüğünü bi kez elde ettikten sonra birilerinin eline teslim edemiyomuşsun..

Annemin ingiltereye gitmemem için sarfettiği yeni ikna sözleride şunlardı ki bu apayrı bi post konusu:

-" o kadar parayı oraya harcıcağına gel biz sana araba alalım;tamam işsizlik var ama napçan ingiltereyi,kursa devam edersin,çocuklara ders verirsin idare edersin kriz bitene kadar;evlenince kocan götürür seni ingilterelere merak etme sen..."

A dostlar var mı bildiğiniz evlenince karısını ingilterelere,amerikalara götürebilecek potansiyeldeki erkekler??? ben bi tek desti izdivaca katılan amcalardan hacca götürcem diyenine denk geldim:) onun dışında pek rastlamadım valla:)

bu arada bu ingiltere işi yılan hikayesine dönmeye başladı da hadi hayırlısı tez zamanda kesinleşicek bakalım bişeyler....

Ocak 09, 2009

Biri bana açıklayabilir mi????*

4 yorum....
Benim kafam çok karıştı....

Bu ergenekon ne,
niye sürekli birilerini göz altına alıyolar,
niye hepsine terörist muamelesi yapılıyo,
susurlukla ilişkisi ne,
derin devlet ne,
Ankara niye delik teşik ediliyo,
İsrail Gazze'ye niye saldırıyo,
o kadar masum insan niye ölüyo,
bu ekonomik kriz nerden çıktı,
niye hergün birileri işten çıkartılma korkusuyla yaşıyo,
işten çıkanlar bu kışta kıyamette ne olucak şimdi???
vs vs vs...

Öfff benim beynim bunları algılamaya yetmiyo ki artık yaa :(:(:(:(:(

Ocak 03, 2009

@ istanblue

1 yorum....
2009'a hoşgeldin yazısı yazmamaya kararlıydım aslında...Ama bi türlü nasıl giriş yapıcağımı bulamadım....Konuya burdan bi dalayım nasıl olsa elbet bi yerden çıkarım dedim:)

Bu yıl bana uğur getirmediğine inandığım şeylerden uzak durdum...
Hiç bi temennide bulunmadım,
yeni kararlar almadım,
bu yıl bize kesin şanslı gelicek gibi düşüncelere girmedim...
Kırmızı don giymedim.....
Seneye görüşürüz esprisini yapmadım...
Yani normal bi akşammış gibi gayet normal geçirdim her bişeyi...
Ananemin karşısında şarap içmek çok normal olmadı tabi:) Ama annem saolsun onunda yolunu bulup anne kan yapıyo şifa niyetine içiyoruz,sanada doldurayım bi kadeh için ısınsın gibi söylemlerle ananemin kötü bakışlarını üzerimizden çekmeyi başardı...

Ve bu yıl diğerlerinden farklı başladı..
Yass'ın beni acaip mutlu eden hediyesini alarak başladım ki bu iyi bi gelişme sanırsam yeni yıl için...Kargocu abi gelince bi an şaşırdım,imzamı atıp paketi elime alıp kimden geldiğini görünce bi duygu seli yaşadım...Böle bi mutluluğa gark oldum garip oldum...Çok çok çok mutlu oldum.....
Gerçi teşekkür kısmında ufacıcıcıcıcıcıcıcıcıcıcıcık bi karışıklık çıksada:)2009'a güzel başlama sebebim olduğundan mütevellit siz okuyucalarım önünde kensinine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum:)

İlk sabahda çantamı toplayıp soluğu İstanbulda aldım..
2 gündür Öz'leyiz..
Bizim garip bi ilişkimiz var ya..
Ne zaman bir araya gelsek garip şeyler yapma konusunda mutlak bi istek oluşuyo içimizde...
Bi kısmı gerçekleşiyo,bi kısmı elimizde olmayan sebeplerden olamıyo ama mutlaka bi şeyler buluyoruz:)
Seviyorum onunla olmayı yahu....Özellikle de birbirimizi cesaretlendirme konusundaki takdire şayan çabamızı seviyorum:)

Tabi benim herşeyim olaylı olduğu için buraya gelişimde tabiki oldu...
Sülalenin yarısı burda yaşadığından mutlaka her gelişimde içimde garip bi sıkıntı oluyo..
Herkese haber verebilecek,herkesle görüşebilecek kadar çok zamanım olmadığı içinde gelişlerimi genelde pek kimseye haber vermeden gerçekleştirmek durumda kalıyorum..
Ama illaki bi şekilde birilerinin haberi oluyo ve ufak çaplı bi burnumdan getirme olayı yaşanıyo...
Bu sefer aslında en haber verilmesi gereken kişiye yani kuzenime haber vermediğimden dün akşam onun gerginliğiyle geçti birazcık..
Tam olarak nasıl öğrendiğini henüz bilmiyorum ama bi şekilde öğrenip güzelce ağzımın payını verdi saolsun:)
Bu gün gönlünü almak konusunda ufak çaplı bi operasyon yapıcam ki umarım başarılı olurum..Yaaa işin kötüsü hani bi şeye sinirlenince uzuuuunn süre bunu dile getiren kişiler vardır ya öle bi kuzenim var benim yaaa:(( Neyse beterin beteri var,buna da şükür...

Bu da öle bi yazı işte...
Hala herkes uyuyo...Ki zaten normal olanda bu saatte uyunması....
Saatin 7:30unda uyanmak tatil sabahı için çok normal bi hadise değil..
Ki gece 4te yarım şişe şarabın ardından uykuya dalmış biri olarak benim 12den erken uyanmam lazımdı ama hiç bişeyimin normal olmaması gibi bunda da bi anormallik var haliyle:)

Neyse şimdilik bu kadar....
Büyüklerin ellerinden,küçüklerin gözlerinden hasretlen öperim..